Kategori : Dünden Bugüne BilgisayarlarBilgisayar olarak tanımlanabilecek ilk cihaz, mekanik bir aygıt olan abaküs’tür. İlk kez M.Ö. 4000 yılında kullanıldığı düşünülen abaküs’ün yanı sıra daha yakın geçmişte, M.Ö. 150 yılında Girit yakınlarında başka bir adada kullanıldığı düşünülen Antikythera adlı cihaz da ay, güneş ve diğer gök cisimlerinin yerlerini hesaplamak üzere kullanılmıştır. Tamamen mekanik birer hesap makinesi olan bu cihazlar temel matematik işlemlerini gerçekleştirmek amacıyla kullanılmaktaydı. İlaveten, Avrupa’da matematik ve mühendisliğin yeniden düzenlenmesine öncülük eden Wilhelm Schickard’ın 1623 yılına ait mekanik hesap makinelerini de örnek verebiliriz. Yalnızca birer hesap makinesi olarak kullanı lan bu mekanik cihazlar programlanamadığı için tam olarak bilgisayar olarak adlandırılamamaktadırlar.

Basit bir sisteme dayalı olsa da programlanabilir olan ilk aygıt, Joseph Marie Jacquard’ın eseri olan bir tekstil dokuma makinesidir. Delikli kartlar kullanılarak çalıştırılan bu cihaz dokumacılık sektörüne büyük bir katkıda bulunmuştur. 1837 yılında ise Charles Babbage tamamen programlanabilir mekanik bir bilgisayar tezini ortaya atmış ve açıklamı ş, ancak mali sıkıntılar yüzünden bu projesini hayata geçirememiştir.

Delikli kartları kullanarak büyük ölçekli veri işleme projesi ilk olarak 1890 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki nüfus sayımında hayata geçirilmiştir. Nüfus sayım işlemlerinin birkaç hafta içinde bitirilebilmesine imkan veren bu cihaz Herman Hollerith tarafından geliştirilmiş ve CTRS (Computing Tabulating Recording Corporation) firması tarafı ndan üretilmiştir. Bu firma daha sonra herkesin bildiği IBM (International Business Machines) adını almıştır.
Subway Surfers'ı Bilgisayarınızda Oynayın
20. yüzyılın ilk yarısına genel olarak baktığımız zaman, gittikçe daha karmaşık işlemleri yerine getirebilen mekanik bilgisayarlara rastlamaktayı z. Birçok bilimsel hesaplama için kullanılan bu cihazlar ya mekanik ya da elektrikli modeller olarak, çözülmesi gereken problemlere odaklanı larak olarak geliştirilmekteydi. Ancak gerek tamamen programlanabilir olmayışları gerekse günümüz bilgisayarlarının esneklik ve tutarlı hedef bulma özelliklerinden yoksun oluşları gözden kaçırılmamalıdır.

Konrad Zuse’nin 1941 yılında geliştirdiği Z3 modeli ikili sayı sisteminde (binary) ve ondalıklı sayılarlarla (decimal) çalışabilmekte ve bir ölçüde programlanabilmekteydi. Yine 1941 yılında geliştirilmiş olan Atanasoff- Berry bilgisayarı, o zamanlarda transistörler bulunmadığı için vakumlu tüpler kullanılarak geliştirilmişti ve ikili sayı sistemiyle çalışması nın yanı sıra, kendini yenileyebilen kondansatör hafızasına sahipti. 1944 yılında İngiliz’lerin Nazi Almanya’sına karşı savaş kodlarını kırmaya yönelik olarak geliştirdikleri programlanabilir Colossus isimli bilgisayar da yine binlerce vakumlu tüpten oluşuyordu. 1944 yılında üretilmiş olan Harvard Mark I ise geniş ölçekli çalışabilen bir elektromekanik bilgisayardı. ABD ordusu Balistik Araştırma Laboratuarı ENIAC bilgisayar modelini 1946 yılında geliştirilmiştir, ENIAC onlu sayı tabanında çalışabilen ve genel amaçlı programlanabilir ilk bilgisayar olarak tarihe geçmiştir. Ancak programlanması için kablolarının elle tek tek bağlantılarının değiştirilmesi gerekmekteydi.

Vakumlu tüplerle çalışan bilgisayarlar 1950’li yılların sonlarına kadar kullanılmıştır. 1960’larda ise transistörle çalışan bilgisayarlar belirmeye başlamıştır. Böylece bilgisayarlar daha küçük, daha hızlı ve daha ucuz hale gelmeye başlamışlardır. Ancak bilgisayar alanında esas devrim, yarı iletken bir element olan Silisyum sayesinde içlerinde binlerce transistör barındırabilen mikroişlemcilerin geliştirilmesiyle gerçekleştirmiştir. Intel 4004 mikroişlemcisi bu mikroişlemcilere bir örnektir.

1980’li yıllarda bilgisayarlar birçok alanda hızla mekanik denetim birimlerinin yerini almaya başlamışlardır. Çamaşır makinelerinden, televizyonlara, uçaklarda bulunan kontrol aksamlarından endüstriyel üretim makinelerine kadar birçok yerde artık mikroişlemcili bilgisayarlar kullanılmaktadır. Ve tabi 1990’lı yıllar özellikle İnternet’in hızlı gelişimiyle birlikte bilgisayarların, özellikle de kişisel bilgisayarların sayısında çok hızlı bir artışa sebep olmuştur. Günümüzde kişisel bilgisayarlar en azından televizyon ve telefon kadar yaygın durumdadırlar.